Haber
2013-01-02 14:30:18
Kamuda Kılık Kıyafet Dayatması Son Bulsun

Üyelerimiz ile 2 Ocak Çarşamba günü okullara ve işyerlerine serbest kıyafetle gitti. Sendikadan yapılan açıklamada Kamu çalışanları arasında ayrımcılığa sebebiyet veren, mevzuata ve uluslararası sözleşmelere aykırı Yönetmeliğin yürürlükten kaldırılması için kamuoyu bilinci oluşturmak amacıyla işyerlerine sivil kıyafetle gidildiği ifade edildi.

 Şube Başkanımız Ali Rıza AKA, çalışanların giydiği kılık-kıyafeti değil; yaptığı işi, yetiştirdiği insanları konuşmak gerektiğini bildirdi.

Memur-Sen Konfederasyonu Eğitimciler Birliği Sendikası Kırşehir Şubesi olarak, sendikanın aldığı eylem kararı doğrultusunda, kamuda kılık kıyafet dayatmasını protesto etmek amacıyla 2 Ocak 2013 Çarşamba günü eğitim çalışanları olarak okullara, işyerlerine serbest kıyafetle gittiklerini söyleyen AKA şunları söyledi: “Geçtiğimiz günlerde yürürlüğe konulan, öğrencilere kılık-kıyafet serbestîsinin ardından öğretmenler için de kılık-kıyafet serbestîsi getirilmesi amacıyla daha önce TBMM önünde, 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde tüm illerde yaptığımız eylemlere bir yenisini daha ekliyoruz.

Şube Başkanımız AKA, ‘Yeni Yıl Yeni Başlangıç Olsun, Kamuda Kılık Kıyafet Dayatması Son Bulsun’ sloganıyla taleplerimizi dile getirdiğimiz eylemde: “Ense tıraşı, saç, sakal, bıyık, tırnak uzunluğu gibi anlamsızlıklar içeren; kot ve benzeri pantolonu yasaklayan, başörtüsü takanlara başı açık olmayı şart koşan, antidemokratik dayatmaları içeren 1982 model darbe ürünü, çağdışı yönetmeliğin bir an önce değiştirilmesi konusundaki kararlılığımızı ve daha sivi bir yönetmelik talebimizi sivil itaatsizlik eylemimizde ortaya koyduk. dedi.

Her zaman insanı, insani değerleri önceleyen, insanların özgürlüğü ve mutluluğu için mücadele eden Memur-sen ve Eğitim Bir Sen olarak çalışanların en doğal ve insani hakkı olan kıyafet özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması için mücadelemiz her zaman devam edecek.

 Üyelerimizin de yoğun katılımıyla Yeşilyurt Mustafa Bozkurt Ortaokulu önünde  bir basın açıklaması yapan Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Ali Rıza AKA şunları ifade etti.

 Değerli Basın Mensupları,

Eğitim-öğretim ve bilim hizmet kolunun genel yetkili sendikası olarak bugün ülke genelinde sivil itaatsizlik gösteriyor, işe ve derslere serbest kıyafetle giriyoruz. Burada, 1982 model darbe ürünü, çağdışı kılık ve kıyafet yönetmeliğini protesto etmek için toplanmış bulunuyoruz.

 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ek madde 19’da “Devlet memurları, kanun, tüzük ve yönetmeliklerin öngördüğü kılık ve kıyafet kurallarına uymak mecburiyetindedirler” hükmünden hareketle hazırlanmış olan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik’teki akla zarar kurallar durmakta, devlet memurlarına adeta üniformalı asker muamelesi yapılmaktadır.

 Ense tıraşı, sakal, favori, bıyık, tırnak uzunluğu ile ilgilenen, çalışanların kot ve benzeri pantolon giyemeyeceği hükmünü içeren, inancı gereği başını örtme ihtiyacı duyan ve tercihinden dolayı saygı duyulması gereken kadın çalışanlara başörtüsü yasağı getiren darbe döneminin ürünü, çağdışı yönetmeliği tanımadığımızı haykırmak için buradayız.

 Öğrencilerin kılık ve kıyafet yönetmeliği değişmiş, tek tipçilikten vazgeçilmiş, imam hatip okullarında bütün derslerde, diğer okullarda sadece Kur’an-ı Kerim dersinde başörtüsü serbestisi içerecek şekilde serbest kıyafet hakkı tanınmışken, öğretmen adaylarına staj dönemlerinde serbest kıyafetle okula gitme hakları iade edilmişken, eğitim çalışanlarının saçıyla, bıyığıyla, ense tıraşıyla, favorisiyle, pantolonunun kumaşıyla ilgilenilmesini kesinlikle doğru bulmuyoruz.

 En büyük şiddet  ve ayrımcılık olan Başörtüsü yasağı kalkmalıdır diyen AKA sözlerini şöyle sürdürdü.

 Ülkemizde 1930 yılında seçme, 1934 yılında seçilme hakkı verilen kadınların 2013 yılında hala ne giyeceklerine karar verme hakları yok. Şiddetle mücadele konusunda kampanyalar başlatan devlet, ne yazık ki en büyük şiddeti, başörtüsü yasağıyla kadınlara kendisi uygulamaktadır. Başarıyı, gelişmeyi ve değişimi zihinsel bir süreç olmaktan ziyade dış görünüşe endeksleyen bu çarpık bakış açısının tedavülden kalkma zamanı gelmiş ve geçmektedir.

 Darbe dönemlerinin dayatması olan kamu çalışanlarına kılık ve kıyafet zorunluluğu insan tabiatına aykırıdır. Yönetmelik, “Bıyık tabiî olarak bırakılır, uzunluğu üst dudak boyunu geçemez, üstten alınmaz, yanlar üst dudak hizasında olur, alt uçları dudak hizasından kesilir. Kravat takılır, kravatı örtecek şekilde balıkçı yaka veya benzeri sü­veterler giyilmez. Hizmet gereğine uygun olarak verilmişse tek tip elbise giyilir” demektedir. Yönetmeliğin resmettiği hükümler, anlamsızlığı dolayısıyla şu an zaten çoğunlukla uygulanmamaktadır.

 Kadınlara, “Ayakkabılar ve çizmeler sade, normal topuklu, boyalı, görev mahallinde baş daima açık, saçlar düzgün taranmış veya toplanmış, tırnaklar normal kesilmiş olur” şeklinde getirilen yaptırımların da pratikte hiçbir değeri yoktur. Toplumu eğiten, çocuklarımızı geleceğe hazırlayan öğretmenlerin ne giyeceğine ve nasıl giyineceğine dair sınırlar çizen ama başörtüsü yasağı hariç bütün sınırları geçersiz olan bu yönetmelik bir an önce değiştirilmelidir.

 Devlet, vatandaşıyla, halkın inançlarıyla kavga etmeyi artık bir kenara bırakmalıdır. İnsanlarını tanımlamayı değil, tanımayı seçmelidir. Olağanüstü dönemlerin oluşturduğu psikolojik baskılardan ve bıraktığı tortulardan bir an önce kurtulmak istiyoruz.

 Darbe dönemindeymişiz gibi ilkel başörtüsü yasağı yönetmeliklerden hala tamamen kazınmamıştır. Halk, nasıl giyinileceğini, saçların nasıl taranacağını, başın örtülü mü açık mı olunacağını belirlesinler diye hiçbir zaman otoriteye yetki vermemiştir. Kimse kendisine verilmeyen yetkiyi kullanmaya kalkmasın. Halk, despotlaşan yönetimlerin insan hak ve özgürlüklerini hiçe sayan yaptırımlarını ortadan kaldırsın diye demokratik hakkını kullanmış ve mevcut iktidarı iş başına getirmiştir. İktidar kendisinden beklenileni yerine getirmeli ve halkı özgürleştirecek adımlar atmalıdır.

 Biz eğitim çalışanları olarak, Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik’in acilen değiştirilmesini, kamuda çalışan kadınlara başı açık olacak şeklinde dayatma yapılmamasını, Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesine (CEDAW) aykırı olan başörtüsü yasağının tamamen kaldırılmasını, çalışanlar olarak ne giydiğimizle değil, ne ürettiğimizle ilgilenilmesini istiyoruz.

 Eğitim-Bir-Sen olarak, darbe dönemlerinin dayatmalarına uymayacağımızı buradan ilan ediyoruz. İnsan onurunu ve tercihlerini hiçe sayan yaptırımlar zorla yasal çerçeveye oturtulmuş olabilir ama bu yaptırımları asla meşru görmüyoruz. TBMM önünde kılık ve kıyafet yönetmeliğine dair Memur-Sen Konfederasyonu olarak başlattığımız itirazı, Eğitim-Bir-Sen olarak 81 ilde “Kılık-Kıyafet Özgürlüğü ve Başörtüsü Yasağına Hayır” çıkışımızla devam ettirdik. Bugün ise, Eğitim-Bir-Sen olarak bir adım daha atarak, sivil itaatsizlik gösteriyor, hükümete, darbe döneminin izlerini silmesi çağrımızı yineliyoruz.

 Özgürlük taleplerimiz karşılanmalı, ne giyip ne giymeyeceğimizi bilecek yetişkinler olduğumuz kabul edilmeli ve bu talebimize kulak verilmelidir.

 Şimdi yönetmeliği yok sayıyor, okullarımıza serbest kıyafetle giriyoruz.

Eylemimize katılımınız dolayı hepinize teşekkür ediyoruz.

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen