Haber
2024-03-22 15:42:35
İMAN VARSA İMKÂN VARDIR

“Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer,/ Kaynıyor kum gibi… Mahşer mi, hakikat mahşer.” 

 

Mehmet Akif Ersoy’un bu dizelerde dehşetini anlattığı Çanakkale Savaşı’nın üzerinden 109 yıl geçti. 

 

Tarih ve medeniyetimizin sayfalarında çok sayıda zafer ve destan vardır. Bu muhteşem zaferlerden biri de Çanakkale destanıdır. Çanakkale’yi geçilmez kılan, vatan ve iman yolunda göz kırpmadan, tereddüt etmeden ölümün üzerine yürüyen şehadet ruhudur. 

 

İşgal ve yağma heveslisi devletler, Osmanlı’nın sahip olduğu imkânlarla kıyaslanamayacak kadar fazla silah, teçhizat ve imkâna güvenerek, dışarıdan ikmal yolları Osmanlı tarafından kesilmiş, içeride Bolşevik hareketle başı dertte olan Rusya’ya yardım etmek amacıyla yola çıkmışlardı. Boğazlardan geçip İstanbul’u işgal edecek, oradan da Rusya’ya yardım edeceklerdi. Bir iki hafta içinde Çanakkale’yi geçip İstanbul’u işgal edeceklerinin hayaliyle müstakbel zaferlerini erkenden kutlamaya bile başlamışlardı. Emperyalist güçler, önce denizden, sonra karadan saldırdılar ama hiç hesap edemedikleri imanlı, kararlı ve ölümüne bir direnişle karşılaştılar. 

 

İmanın direniş hattının asla aşılamayacağını, Çanakkale’nin geçilmez olduğunu anlayan işgal kuvvetleri, ölüme tevekkül ve teslimiyetle tebessüm eden bir irade karşısında acze düşmüş, geri çekilmek zorunda kalmıştır. Çanakkale, namus, iman ve özgürlüğünü müdafaada taviz vermeyen bir milletin dayanmanın, tahammülün son sınırlarını da aşan savaşının onur, tarihimizin iftihar tablosudur. 

 

Çanakkale, imkânsızın başarıldığı bir destandır. Çanakkale, büyük bir destan olmanın yanı sıra istikbalimiz için de bir yol haritası olmuştur. Mehmet Akif Ersoy, Çanakkale savaşında şehitlik beratı alan ve gazilik makamına ulaşan gençler ve onların emanetçisi olanlar için şöyle diyor: “Asım’ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.” 

Çanakkale Zaferi, Kurtuluş Savaşı’nın ön sözü ve muştusu olduğu kadar, Anadolu’nun İslam dünyasının, mazlum milletlerin emperyalizme ve sömürüye karşı birliğidir, dayanışmasıdır, yardımlaşmasıdır. Çanakkale destanı, birliğin sembolü, birliğin ve zaferin modelidir. Çanakkale, aynı zamanda çağdaş dünyaya savaş ahlakını, savaş hukukunu öğreten bir mekteptir, bir okuldur. Yaralı düşman askerlerine kendi elleriyle su vermiş, yemek yedirmiş medeniyetin çocuklarının eseridir Çanakkale ruhu. 

 

Bir oldukça, el ele verdikçe kimse bu coğrafyayı bölemez, parçalayamaz. Akif’in ifadesiyle ‘tefrika’dır milleti bölen, parçalayan. Oysa sineler, yürekler aynı attıkça, akıllar aynı gayeye yönelik iş birliği yaptıkça hiçbir güç bu ülkenin birliğini ve dirliğini bozamaz. 

 

Dün Çanakkale’yi geçilmez kılanlar, bize Çanakkale ruhunu hediye ettiler. Asım’ın nesli olarak, bu ruhu besleyen değerlerimizi yaşatmalı, Asım’ın fikir ve düşünce tohumlarını dünyanın dört bir yanına saçmalı, dirilişi yeniden inşa etmeliyiz. 

 

Eğitim-Bir-Sen olarak, 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 109 yıl dönümünde, Çanakkale’yi geçilmez kılan şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen