GENİŞLETİLMİŞ İL DİVAN TOPLANTISINI GERÇEKLEŞTİRDİK
Eğitim-Bir-Sen Kırşehir Şubesi Genişletilmiş İl Divan Kurulu toplantısında bir araya geldi.Toplantı 19/03/2016 tarihinde merkez öğretmenevinde gerçekleştirildi. Toplantıya Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa, Ahi Evran Üniversitesi Genel Sekreteri Rüştü Yeşil,Rektör Yardımcıları,Ticaret İl Müdürü, Sendika Şube ve İlçe yönetimleri, İş yeri temsilcileri, Kadınlar Komisyonu üyeleri, Genç Memur-Sen üyeleri ve basın mensupları katıldı.Toplantı Eğitim-Bir-Sen tanıtım filminin izlenmesi ile başladı. Ardından Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Kırşehir Şube başkanı Oktay Cebeci açılış konuşması yaptı. Tüm katılımcılara katılımlarından ve çalışmalarından dolay teşekkür eden Cebeci şunları kaydetti:
“Değerli Eğitim-Bir-Sen Kırşehir Şubesi yöneticileri ilçelerimizde ve merkezde sendikamız güzel ve etkili etkinlik ve çalışmalarına sizlerin sayesinde aralıksız devam etmekte. Hem niceliksel hem de niteliksel anlamda sendikamızın misyon ve vizyonuna layık çalışmalara imza atmaktayız. Bu manada Eğitim Komisyonumuz şehrimizin ve ülkemizin eğitim sorunlarına ciddi katkılar sağlayacak çabalar içerisinde. Kitap okuma gruplarımız, idareci üyelerimizin istişare buluşmaları,bayan üyelerimize yönelik aile içi seminerlerimiz…vs. sene başından bu yana aralıksız devam etmekte. “diyen şube başkanı eğitimde etkili olmak kadar yetkinin de önemine vurgu yaptı. Şube üye sayısının yetki alma konusunda eksik olduğu illerden biri olduğumuzu ve önümüzdeki mayıs ayı mutabakatında bunun gerçekleşeceğine inandığını belirterek sözü Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa’ya verdi.
Genel Başkan Yardımcısı katılımcılara teşekkürle ve Çanakkale Zaferinin 101. Yıldönümü nedeniyle şehitlerimize rahmet dileyerek başladığı konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “ Ahi Evran’ın şehri Kırşehir, Çanakkale’de koyun koyuna yatanların mirasına sahip çıkarak kardeşlik kazanacak, kalleşlik kaybedecek,teröre hep lanet edilecek. Çanakkale’deki bu sarsılmaz birlik ve beraberliğimizi yeniden ihdas edeceğiz. Değerli Eğitim-Bir-Sen Yöneticileri Türkiye’nin en büyük Konfederasyonuna bağlı en güçlü sivil toplum kuruluşu Eğitim-Bir-Sen insani ve İslami manada milletimizin gerçek medeniyet değerlerini ve özünü yeniden yakalama ve yaşatma gayreti ve çabası içerisinde büyük hedeflerin peşinde olan bir sendikadır. Biz sadece kuruş sendikacılığı değil aynı zamanda bir duruş sendikacılığı yapıyoruz. Zira bu ülke son dönemlerde bilerek ve isteyerek kendi değerlerine yabancılaştırılmanın ve ayrıştırmanın muamelesine tabi tutuldu. Halkın ve hakkın mücadelesi bu millete yabancı zihniyetlerce hep darbe aldı. Bizler ne kuruştan ne de duruşumuzdan taviz veririz. Öbür dünyamız, öz medeniyetimiz için yüce değerlerimizi, bu dünyanın cüce değerlerine heba eden bir anlayışımız asla olamaz. Türkiye bugün sadece kendi ülkesi için değil mazlum ve mağdur halklarında yanındadır. Yalnız bu tek başına olacak bir şey değil. Burada sivil toplum örgütlerine de ihtiyaç var. Bu konuda yakın zamana kadar pozitif bir algıya sahip olamadık. Türkiye’de sendikacılığın olumsuz bir geçmişi var. Sendikacılık deyince maalesef esnafın camıyla, kaldırım taşlarıyla gündeme gelen mağdurun ve mazlumun yanında olamayıp, mağrurun, illegal örgütlerin ve siyasi partilerin ardına sığınan, terörize olaylara karışan bir hafızaya sahibiz. Bunun normalleşmesi zaman aldı, yapılan darbelerle sendikalar kapatıldı. Eğitim-Bir-Sen 1992’de kurulduğunda sendikacılığın yasal bir zemini yoktu. Ancak 2001 yılında bu konu yasal zemine oturtulabildi, yani on beş yıllık bir süreçte gerçek manada sendikacılık yapabildik. Biz kısmı veya hasmi bir sendikacılık asla yapmadık. Hem doğuda hem batıda olan tek sendika biziz. Sendikamız ideolijik veya bölgesel bir anlayışta olmamıştır. Bizim çabamız bir medeniyet sendikacılığıdır, bir davaya yaslanır, kültürden ve irfandan beslenir, temel anlayış olarak da hizmeti benimser. Bir ideoloji ile bir yerlere yaslanan değil, alana yayılan bir teşkilatız. Ürettiğimiz hizmetlerle üye kazanırız. Bizim insanımız evde farklı devlet dairesinde farklı davranmayıp, kendi dini ve milli tercihlerini rahatça yaşayabildiğinde kendini olması gerektiği yerde buluyor. Bu manada sendikamız giderek büyüyor. Mücadelemizin değerini ilk kurulduğun zamanlarda anlaşılmasa bile bugün bunu daha iyi anlayabiliyoruz. Kazanımlarımız avutucu ve aldatıcı olmamalıdır, daha yüksek değerlere ve hedeflere ulaşmak için imkanımızı iyi kullanacağız, geldiğimiz nokta kimsenin şahsi mülkü değildir. Kurtuluş Savaşında insanımızı kaybettik, ancak bugün insanımızla beraber başka şeylerimizi de kaybedebiliyoruz. Bunun sorumluluğu hepimizin üzerindedir.”dedi.
Kolukısa; ortak akıl mitingleri ile demokrasiye sahip çıkıldığını, on yılda bir yapılan darbelere karşı durduklarını, devlete göre değil millete göre şekillenen bir iradeyi ortaya koyduklarını, kamusal alan yalanıyla hizmet edeni ve alanı ayrıştıranlara karşı çıktıklarını, sizin kamusal alanınız koca bir yalandır diyerek on iki milyon imza toplayıp bu tarihi ayıptan kadınlarımızı kurtardıklarını dile getirdi. Acının ve göz yaşının rengi olmaz anlayışıyla dünyanın değişik yerlerinde yaşanan tüm insanlara yardım götürdüklerini anlattı.
Kolukısa, 2015 yılı Toplu Sözleşme konusuna değinerek bu zamana kadarki en dolu ve beklentilere en yakın kazanımların bu toplu sözleşmede elde edildiğini fakat bunu yeterli görmediklerini belirtti. Ortada bir bu kazanımlar bir de geçmiş olduğunu, diğer sendikaların bu anlamda masada ciddi bir kazanım elde ettiklerini kimsenin iddia edemeyeceğini belirten Kolukısa sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Biz yetkili konfederasyon olduktan sonra ilk iş olarak masa değil yasa sorunlu anlayışı ile Toplu Sözleşme Yasasını çıkararak işe başladık. Böylece elimiz güçlenmiş oldu.Kamu çalışanlarının kazanımları Hükümet ve Uzlaştırma Kurulu Üyelerinin insafına kalmış durumdayken bu yasayla masadaki kazanımlar bir bir hayata geçmeye başladı. Son toplu sözleşme her kurum ve kademedeki kamu çalışanlarına en bir olmak üzere toplan 213 kazanımla sonuçlandı.Bu zamana kadarki en dolu sözleşme oldu. Bunu tabiî ki yeterli görmüyoruz, önümüzdeki süreçte tabandan gelen ciddi sorunları da masaya taşıyacağız.
Çözüm bekleyen önemli meselelerin başında güncelliğini yitirmiş ucube bir kılık-kıyafet yönetmeliği var. Bu yönetmeliğe uyan da yok uygulayan da. Gerçek manada uygulansa kapıdan içeri gerecek kimse olmaz. Birkaç yerde konu ile ilgili sıkıntı oldu ama bu sorun çözülecek. Siz öğrencinize serbest kıyafetle gelebilirsiniz diye güvenirken onu eğitene sen ne giyeceğine karar veremezsin demek büyük bir çelişkidir.
Ayrıca 657 Devlet Memurları Kanunda değişiklikten yanayız, ancak kamu çalışanlarının iş güvencesine dokundurtmayız, bu konuda kararlıyız. “dedi.
Toplantı katılımcıların soru ve sorunlarını istişare ile sonlandırıldı.